Dolmabahçe Sarayı’nda sanatçılarla düzenlenen iftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan sanatçının toplumun aynısı olduğu vurgusunda bulunmuş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda sanatçılarla iftar programında bir araya geldi.
Yemeğe katılanlar içinde Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Hülya Koçyiğit, Hülya Avşar, Demet Akalın, Alişan, Yavuz Bingöl benzer biçimde adlar yer aldı.
Yemeğin arkasından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum”
“Kültür ve sanat dünyamızın kıymetli mensupları, kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün itibariyle artık yarısını geride bıraktığımız. Ramazan-ı Şerifinizi kutlama ediyorum. Rabb’imden kutsal aya ulaştırdığı benzer biçimde hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle bayrama da kavuşturmasını arzuluyorum. Ülkemizin kültür ve sanatına yaptığınız katkılar için her birinize ayrı ayrı şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sanatçılarla bir araya geldi VİDEO
Uygarlık dediğimiz ve tarifi bile kolay olmayan kavramın en mühim unsurlarından biri de kültür sanattır. Gelişme yolunda ilerleyen toplumları birbirlerinden ayıran emsalsiz yanlarını en iyi şekilde ortaya koyan fark mimariden müziğe geniş bir yelpazeye yayılan kültür, sanat ürünleridir. Dolayısıyla kültür insanları ve sanatçılar toplumların kendi renklerini oluşturabilmeleri ve onun da ötesinde bunu tüm dünyaya yansıtabilmelerini elde eden uygarlık lokomotifleridir. Teknoloji alanındaki gelişmeler herhangi bir renk vermeden insanlığın ortak malı olmakla beraber kültür ve sanat ürünleri dedikleri her yere kendi emsalsiz mesajlarını taşırlar.
“Toplumun birikimi, zevki sanatçısını biçimlendirir yönlendirir”
Uygarlık mi insanı biçimlendirir, insan mı uygarlığı oluşturur sorusu insan ortak paydası üstünde şekillenerek aslen kendi yanıtını veriyor. Sanatçılarımız icra ettikleri sanat branşının ötesinde işte bu şekilde büyük bir misyonun işte bu şekilde mühim bir sorumluluğun sahibidirler. Esasen sanatçı toplumun aynasıdır. Toplumun birikimi, zevki, derdi, düşsel sanatçısını biçimlendir, yönlendirir. Türkiye bir dönemine damga vuran geçmişiyle bağlarını tümüyle kopartma anlayışının en büyük bedellerinden birini kültür ve sanat alanında ödemiştir. Közün üstüne ne kadar toprak atarsanız atın maya sağlamsa içten içe yanmayı sürdürür. Milletimiz de sanatına sanatçısına kültür ürünlerine haiz çıkarak kendi tarzını, kendi sentezini oluşturarak bu yıkıcı ve kurak periyodu aşmasını bilmiştir.
“Verdiğimiz desteklerle sanatçılarımızın alın terine haiz çıkıyoruz”
Korsanla mücadeleden telife, tiyatrodan beyazperdeye kadar pek oldukca değişik başlık altında verdiğimiz desteklerle sanatçılarımızın alın terine haiz çıkıyoruz.”