Çay hakkında sizi şaşırtacak 7 gerçek – Haber Gönder

Çay, dünyanın en popüler içeceklerinden biridir ve yararlı bileşiklerle doludur. Sadece, birçok şahıs tarafınca çoğu zaman yararları pek bilinmeden tüketilir. Çay leziz bir içecek olmasının yanı sıra antioksidanlar açısından zengindir ve bir tek düşük oranda sodyum, protein ve karbonhidrat ihtiva eder. Yararlarından en iyi şekilde yararlanmak için tertipli olarak tüketilmesi önerilir.

Kulağa garip gelebilir sadece siyah ve yeşil çay haricinde bir çok vakit içilen şey nebat çaylarıdır. İçeceğin çay olarak kabul edilebilmesi için Camellia Sinensis yada basitçe çay ağacı olarak adlandırılan yapraklarından yapılmış olması gerekir.

Dünyanın en popüler içeceği

Sudan sonrasında çay dünya genelinde en fazlaca tüketilen içecektir, bu yüzden tertipli olarak siyah çay içmeniz fazlaca ihtimaller içindedir. Peki, siyah çay sıhhat için ne kadar iyi?

Çay, hücreleri tehlikeli özgür radikallerin niçin olduğu hasarlardan korumuş olan polifenol adında olan antioksidanlarla doludur. Siyah çay en popüler yaşlanma karşıtı gıdalardan biridir ve zihinsel keskinliğin artması, yumurtalık kanseri ve Parkinson hastalığı riskinin azalması ve diyabet ve kalp hastalığının önlenmesi benzer biçimde yararları vardır.

Doğu’da çoğu zaman siyah ve sıcak tüketilirken, Batı’da limonlu buzlu çay yada sütlü sıcak çay tüketilir. Çin, Türkiye ve İngiltere en fazla çay içen nüfusa haizdir.

Siyah çayın 7 faydası

Siyah çay açık ara farkla en popüler çay türüdür. Peki, siyah çay ne kadar sıhhatli? Siyah çayın tam olarak ne benzer biçimde tesirleri var?

İşte siyah çayın 7 şaşırtıcı tesiri:

1. Kalp sağlığını iyileştirir

Birçok emek verme, siyah çayın kalp sağlığı üstünde pozitif bir tesiri bulunduğunu göstermiştir. Çay tüketiminin iskemik kalp hastalığı riski üstündeki tesirinin incelenmiş olduğu bir çalışmada, 30 ila 79 yaşları arasındaki 350 bin Çinli hanım ve adam gözlemlenmiştir. Ortalama 7 yıl sonrasında araştırmacılar, çay tüketiminin daha düşük iskemik kalp hastalığı riski ve kalp krizi benzer biçimde ciddi koroner arter hastalığı riskinin azalması ile ilişkili bulunduğunu belirtmiştir.

Başka bir emek verme, 12 haftalık bir süre süresince siyah çay ve mütevazı sıcak su içmenin etkilerini karşılaştırmıştır. Siyah çay fazlaca oranda flavan-3-ol, flavonol, theaflavin ve gallik asit türevleri ihtiva eder. Araştırmacılar, günde 9 gram siyah çay tüketmenin, trigliserit ve şeker seviyeleri dahil olmak suretiyle kalp ve damar hastalıkları risk faktörlerini azalttığını bulmuştur. Çalışmada, LDL’nin HDL kolesterole oranının mühim seviyede azaldığı ve HDL kolesterol seviyesinin arttığı görülmüştür.

Genel olarak araştırmacılar, sıhhatli bir diyetin parçası olarak siyah çay tüketmenin kalp ve damar hastalıkları risk faktörlerini azalttığı ve antioksidan seviyelerini artırdığı sonucuna varmıştır.

2. Kanserle savaşmaya destek sağlar

Bazı kanserlerin azalmasıyla ilişkilendirildiği için kanserle savaşım sıralamasında siyah çay tüketimi de yer ediniyor. American Journal of Epidemiology’de gösterilen  bir araştırma, flavonoid bakımından varlıklı siyah çay tüketmenin prostat kanseri riski üstündeki etkilerini incelemiş ve 58 binden fazla erkeği takip etmiştir. Siyah çay, kateşin, epikateşin, kaempferol ve mirisetin benzer biçimde sağlığı korumuş olan flavonoidlerin ana deposu olarak kabul edilir. Emek harcama, prostat kanserinin yaygın ve erken evreleri için benzer ilişkiler gözlenmemesine karşın, artan flavonoid seviyeleri ve siyah çay alımının daha düşük prostat kanseri riski ile ilişkili bulunduğunu bulmuştur.

Bir başka ümit verici emek verme, siyah çayda bulunan theaflavin-3’ün sisplatine dirençli yumurtalık kanseri hücrelerinin büyümesini durdurabilecek fazlaca kuvvetli kabiliyetlere haiz bulunduğunu göstermiştir. Sisplatin en etkili antitümör ilaçlardan biri olduğundan bu çalışmanın sonucu fazlaca etkisi altına alan olarak görülmektedir.

3. Diyabet riskini azaltmaya destek sağlar

Diyabet, dünya genelinde büyüyen bir sıhhat sorunudur. Diabetologia dergisinde gösterilen bir araştırma, tip 2 diyabetin gelişimi ile ilgili olarak çay tüketimini inceledi. Emek harcama 40 bin katılımcıyı içeriyordu ve averaj 10 senelik bir takip esnasında, araştırmacılar 918 hastanın tip 2 diyabet geliştirdiğini buldular.

Çalışmada hem çay hem de kahve tüketiminin tip 2 diyabet riskinin azalmasıyla ilişkili olduğu bulunmuş oldu. Günde minimum üç fincan çay içmenin, tip 2 diyabet riskini ortalama yüzde 40 oranında azalttığı belirlendi.

4. Felce karşı koruma sağlayabilir

Araştırmalar, günlük siyah yada yeşil çay tüketiminin iskemik inmeyi önleyebileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, günde üç fincan yada daha çok çay içen kişilerin, daha azca içenlere nazaran yüzde 21 daha düşük nüzul riskine haiz bulunduğunu buldular.

5. Mide rahatsızlıklarını hafifletir

Mide rahatsızlığınız yada ishaliniz var ise bir fincan siyah çay çözüm olabilir. Siyah çaydaki tanenler, mide iltihabını azaltmaya ve ishali durdurmaya destek olabilecek bağırsak yolu üstünde yatıştırıcı bir etkiye haizdir.

Susuz kaldığınızı düşünüyorsanız, kafeinsiz siyah çayı tercih edebilirsiniz. Araştırmalar, 2-12 yaş arası akut bakteriyel olmayan ishali olan çocuklarda siyah çay tabletlerinin bakteriyel olmayan ishali tedavi etmek için güvenli bulunduğunu bulmuştur.

6. Antibakteriyel özelliklere haizdir

Siyah çay bir tek leziz bir içecek değil, hem de kuvvetli antibakteriyel ve antioksidan özelliklere haiz bir içecektir. Araştırmalar, siyah çayın fenolik bileşiklerinin ve tanenlerinin belirli bakteri türlerini engelleyebileceğini göstermiştir.

Ballı siyah çayın inatçı Helicobacter pylori bakterilerini öldürmüş olduğu ve ülserler de dahil olmak suretiyle çeşitli sindirim sorunlarını önlediği de gösterilmiştir.

7. Stres hormonlarını azaltır

Siyah çayın popüler yararlarından biri de stres hormonlarını azaltmasıdır. Kahvenin bazı insanları fazla enerjik yapmış olduğu bilinse de çay da dengeli bir kafein deposu olarak kabul edilir ve hatta rahatlatıcı, stres giderici bir içecek olarak kullanılabilir. Araştırmalar, siyah çayın kortizol benzer biçimde stres hormonlarını baskılayarak günlük stresin daha iyi yönetilmesine destek olabileceğini göstermiştir.