Mis benzer biçimde kokusuyla bir oldukca kişiyi kendine bağımlı eden, yararları saymakla bitmeyen kahvenin tüketilmemesi ihtiyaç duyulan durumlarda var. Kahve içmenin ciddi sıhhat problemlerine yol açabileceği 3 durum…
Kahve severlerden, mutlu bigün kahve ile adım atar, kahvesiz gözümü açamıyorum benzer biçimde sözleri çoğunlukla işitiriz. Kahvenin bir oldukca faydası yanında her şeyde olduğu benzer biçimde aşırı tüketiminin de sıhhat için zararları bulunmaktadır. Sadece o şekilde bir grup vardır ki kahve onlar için keyiften oldukca eziyete dönüşebilir.
Bu 3 durumda kahve içilmemesi daha doğrudur;
1. Mesaneleri oldukca etken olan kişiler
Oldukça etken bir mesane çoğu zaman etkilenenleri günlük yaşamda ve geceleri yeterince meşgul eder. Menopoza ek olarak, drenaj ilaçları yada zayıf bir pelvik taban da suçlanabilir . Kahve de devreye girerse işler iyice içinden çıkılmaz hale gelebilir. Bu sebeple: Kahve yalnız sıklığı arttırmakla kalmaz, bununla beraber idrara çıkma isteğini de arttırır.
2. Ürkü bozukluğu ve/yada anksiyetesi olan kişiler
Naturel olarak gerilmiş misiniz ve muhtemelen teşhis edilmiş bir ürkü bozukluğu yada kaygıdan muzdarip misiniz? O süre kesinlikle kahveden kaçınmalısınız. Kahve, dolaşımı ve metabolizmayı uyaran naturel bir uyarıcıdır.
Tertipli olarak ürkü atak yada kaygı yaşayan kişiler, aslen kahve içerek durumlarını daha da kötüleştirebilirler. Tertipli kahve tüketimi de sinirlilik ve huzursuzluğu artırabilir.
3. Kırılgan mide ve bağırsakları olan kişiler
Tertipli olarak kahve içen hepimiz, içeceğin bağırsak aktivitesini uyardığını idrak edecektir. Bundan dolayı, sabah kahvenizden sonrasında wcye gitmeniz alışılmadık bir durum değildir. Bununla beraber, sözde pozitif yanları, duyarlı bir mide ve bağırsaklar için oldukça ters tesir yaratmaktadır .
Bilhassa duyarlı bağırsak sendromu olan kişiler kahveden uzak durmalıdır. Kahve, duyarlı bağırsak sendromunun ana semptomlarından önde gelen rahatsız edici ishali teşvik edebilir .