Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yapmış olduğu açıklamada, süresi biten Tahıl Koridoru Anlaşması’nı her iki tarafla yaptıkları görüşmelerin sonunda uzattıklarını bildirmişti.
Erdoğan,
Bugüne dek 800’den fazla gemiyle 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarına sevkini elde eden bu antak kalma, küresel besin tedarikinin istikrarı bakımından yaşamsal öneme haizdir. Anlaşmanın bir kez daha uzatılması mevzusunda gayretlerini esirgemeyen Rusya ve Ukrayna tarafları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne teşekkür ediyorum.
ifadelerini kullanmıştı.
Koridordan 25 milyon ton tahıl dağıtıldı
IAOM Avrasya Başkanı Ulusoy, mevzuya ilişkin yapmış olduğu açıklamada, anlaşmanın uzamasına ilişkin dün başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak suretiyle taraflarca meydana getirilen anlaşmaları memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, sürenin uzatılmasının tüm dünyayı yakından ilgilendirdiği için oldukca mühim bulunduğunu altını çizdi.
Antak kalma öncesi buğday fiyatlarının üstün dereceli kırdığını, kuraklıkla beraber ülkelerin ciddi kaygılar içine girdiğini belirten Ulusoy, ilk anlaşmadan sonrasında yaşanmış olan rahatlamayı hatırlattı.
Ulusoy, bugüne dek koridordan 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarına ulaştırıldığını aktararak, bu rakamın küçümsenmeyecek kadar yüksek bulunduğunu altını çizdi.
Son 20 ayın en düşüğünde
Eren Günhan Ulusoy, daha ilkin Rusya’nın “taahhütlerin yerine getirilmemesi ve yoksul ülkelere yeterince tahılın ulaştırılmaması sebebiyle” anlaşmayı sonlandırmasının peşinden piyasalarda yaşanmış olan gerginliği anımsatarak, Türkiye’nin arabulucuğuyla anlaşmanın uzatıldığını ve piyasaların rahat bir nefes aldığını söylemiş oldu.
Son olarak, Tahıl Koridoru Anlaşması süresinin Türkiye’nin de katkılarıyla yeniden uzatıldığını belirten Ulusoy, Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric’in “diplomatik ve operasyonel destek sağlamış olduğu için Türkiye’ye teşekkür ettiğini” söylemiş oldu.
Ulusoy, piyasaların anlaşmanın devam edeceği yönünde pozisyon aldığını aktararak,
Chicago Borsası’nda buğday tutarları son 20 ayın en düşüğüne geriledi. 6,61 dolarla Temmuz 2021’den bu yana en düşük seviyeyi görmüş oldu. Anlaşmanın uzatılması sonrası buğday fiyatlarındaki düşüş seyrinin devam etmesini ve fiyatlarda bir artış yaşanmamasını bekliyoruz.
ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin tahıl stokları kafi”
IAOM Avrasya Başkanı Ulusoy, Türkiye’nin tahıl stoklarının kafi bulunduğunu belirterek, yeni sezonun haziranda başlamasına 3 aylık süre kaldığını, bu dönem için kafi stokun bulunduğunu söylemiş oldu.
TMO’nun 2022-2023 sezonunda ithalatının 4 milyon tona yaklaştığını bildiren Ulusoy, bu ithalatın tamamen yurt içi stokları güçlendirmeye yönelik bulunduğunu altını çizdi.
Ulusoy, bugüne dek yaşanmış olan kuraklığın tesirinin ileriye yönelik kalıcı tesir bırakmasa da bundan sonrası için kaygı duyulması icap ettiğini ifade ederek, nisan ve mayıs aylarında yaşanabilecek olası bir kuraklığın sıkıntıya niçin olacağını kaydetti.
“Depremzede 11 il, Türkiye buğday üretiminin yüzde 18,9’unu gerçekleştiriyor”
Eren Günhan Ulusoy, zelzele bölgesinden yaşanmış olan göçlerin, buğday tarımına tesirinin ne aşama olacağını hemen hemen ölçemediklerini belirterek,
Depremden etkilenen illerin bulunmuş olduğu alanda geçtiğimiz sürem Türkiye buğday üretiminin yüzde 18,9’u gerçekleştirilmişti. Bu bölgede üretimin sürdürülmesi, Türkiye’nin buğday üretim tüketim dengesi açısından büyük ehemmiyet taşıyor.
dedi.
“Dünyada 10 milyon tonluk buğday açığı var”
Dünyada buğday üretim ve tüketimi içinde 10 milyon tonluk bir açığın söz mevzusu olduğuna işaret eden Ulusoy, buna rağmen Rusya’da 15 milyon tonluk, Ukrayna’da 5 milyon tonluk devir stoku görüldüğünü söylemiş oldu.
Ulusoy, bu ülkelerden dünya pazarlarına yeterince ürün ulaştırılamadığı için devir stoklarının yükseldiğini aktararak, sözlerini şu şekilde tamamladı:
Türkiye içinde bulunduğumuz sezonda bu resimden ayrılıyor. TÜİK’in ikinci tarımsal üretim tahmininde 19,8 milyon tonluk bir buğday üretimi var. Gene 8,3 milyon ton mısır ve 8,5 milyon ton arpa üretimiyle 36 milyon tonu aşan bir tahıl üretiminden bahsediyoruz. Türkiye için kendini dengeleyecek bir seviyeye yakın. İthalattan yöntemiyle meydana getirilen kuvvetli takviyelerle TMO’nun Türkiye iç piyasasındaki dengeyi sağladığını görüyoruz. TMO’nun halihazırda yürüttüğü un ve yem regülasyonu programı yardımıyla iç piyasadaki fiyatların dünyadaki dalgalanmalardan oldukca daha azca etkilendi.
